Bir zamanlar küçük bir ejderha vardı. Adı Kıvılcım’dı. Kıvılcım çok yaramaz ve meraklı bir ejderhaydı. Bir gün ormanda gezinirken bir mağara buldu. Mağaranın içine girdi ve karanlıkta ilerledi. Birden karşısına devasa bir yaratık çıktı. Bu yaratık bir aslandı. Kıvılcım çok korktu ve hemen ateş püskürttü. Ama aslan hiç korkmadı ve sakin bir sesle konuştu.
“Merak etme küçük ejderha, sana zarar vermek istemiyorum. Ben de burada saklanan bir aslanım. Adım Aslan Kral.”
Kıvılcım şaşırdı ve merakla sordu.
“Neden saklanıyorsun? Sen bir aslansın, kimseden korkmazsın.”
Aslan Kral üzgün bir şekilde anlattı.
“Ben eskiden ormanın kralıydım. Ama bir gün kötü bir avcı geldi ve beni yakalamak istedi. Ben kaçtım ama bacağıma kurşun isabet etti. O günden beri burada yaşıyorum. Kimse beni bulmasın diye.”
Kıvılcım çok üzüldü ve yardım etmek istedi.
“Seni iyileştirebilirim. Ateşim yaralarını iyileştirir. Ama senin de bana yardım etmen lazım.”
Aslan Kral merakla sordu.
“Nasıl yardım edebilirim?”
Kıvılcım anlattı.
“Ben de yalnız bir ejderhayım. Ailem yok, arkadaşım yok. Seninle arkadaş olmak istiyorum.”
Aslan Kral gülümsedi ve kabul etti.
“Peki, o zaman arkadaş olalım. Sen benim yarama bak, ben de sana arkadaşlık edeyim.”
Böylece Kıvılcım ve Aslan Kral mağarada yaşamaya başladılar. Her gün birlikte oyunlar oynadılar, hikayeler anlattılar, şarkılar söylediler. Zamanla çok iyi dost oldular. Ve hiç kimse onları rahatsız etmedi.
Masal burada biter ama dostlukları hep sürer.
Yorumlar
Yorum Gönder