Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; develer tellal iken, pireler berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken… Deniz kıyısındaki bir ormanda yaşayan güçlü mü güçlü bir aslan varmış. Bu ormanın kralı olan aslan, günün birinde deniz kıyısında gezerken dalgaların içinde yüzen yunusu görmüş. Yunusun dev dalgaların arasında hiç zorlanmadan rahatlıkla yüzdüğünü gören aslan çok etkilenmiş. Yunusun çok güçlü olduğunu düşünmüş ve yunusa seslenerek; “Hey! Yunus benimle arkadaş olur musun? Senin gibi güçlü bir arkadaşımın olmasından onur duyarım” demiş. Yunus da aslana; “Tabii ki seninle dost olmak isterim. Senin gibi güçlü bir arkadaşımın olmasından ben de mutluluk duyarım” karşılığını vermiş. Aslan ve yunus birbirlerine arkadaşlık sözü vermişler. Günün birinde aslan yine deniz kıyısında yürürken bir boğa ona saldırmış. Çok güçlü olan boğa ile aslan uzun süre boğuşmuş. Boğuşma esnasında aslanın gözü bir ara denize takılmış. Arkadaşı yunusa yardım etmesi
Bir zamanlar, büyülü bir orman vardı. Ormanda yaşayan tüm hayvanlar, barış içinde yaşıyorlardı. Ancak bir gün, ormanın derinliklerinde kötü bir büyücü ortaya çıktı. Büyücü, ormandaki tüm hayvanları köleleştirmek ve onları kontrolü altına almak istiyordu. Hayvanlar, büyücünün gücünden korkuyorlardı ve onun planlarını bozmak için bir fikirleri yoktu. Ancak bir gün, ormanda yaşayan küçük bir sincap, cesaretini toplayarak büyücünün kalesine gizlice girdi. Sincap, büyücünün güç kaynağını buldu ve onu yok etti. Büyücü, gücünü kaybettikten sonra hayvanlar artık özgürdü. Sincap, diğer hayvanlara yardım etti ve birlikte büyücünün kontrolünden kurtuldular. Artık orman barış içinde yaşamaya devam ediyordu ve hayvanlar, sincabın cesaretinden ve fedakarlığından dolayı onu örnek alıp onu övüyorlardı. Ve işte, sincap, küçük ama cesur bir hayvan olarak, tüm hayvanların hayatını kurtardı ve onlara özgürlük verdi. Masalımız burada sona erdi, umarım keyifle okumuşsunuzdur!